İSKİLİP AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU’NDA 15 TEMMUZ MİLLÎ BİRLİK VE DEMOKRASİ GÜNÜ KUTLANDI.
15 Temmuz 2020 tarihinde Ceza İnfaz kurumumuzda personel ve hükümlülerin katılımı ile “15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü” programı yapıldı. Program tüm şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı. İnfaz ve Koruma memuru tarafından 15 temmuz ile ilgili metin okundu.
Kurum Müdür Vekili Halit BUZLUK günün anlam ve önemini açıkladıktan sonra Genel Türk Tarihi üzerine özet bilgiler verdi. Kurum Müdür Vekili Halit BUZLUK; Resmi kayıtlarda M.Ö 220 yılında Teoman Han’ın Hun Türk Devletini kurduğunu, yerine geçen oğlu Mete Han’ın M.Ö 209 yılında onluk, yüzlük, binlik şeklindeki askerî düzenleme ile Oğuz Türklerini harpte ve sulhta her zaman düşmanlarına karşı eğitimli, hazır ve diri tuttuğunu, Çinlilere karşı mücadeleler verildiğini; Göktürk ve Uygur Türk Devletlerinin de aynı kararlılığı devam ettirdiğini, söyledi. Oğuz Türkmen Boylarında genel ahlâk kuralları benzerlik gösterdiğinden İslamiyet’in Saltuk Buğra Han ile birlikte Karahanlılar, döneminde kabul görmeye, geniş kitlelere yayılmaya başladığını; Gazneliler ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu (1037-1197) topraklarında ilimde, bilimde, sanatta büyük gelişmeler kaydedildiğini, Türk İslam Tarihinin parlak devrini yaşamaya başladığını, devamı niteliğinde Anadolu’da kurulan Anadolu Selçuklu Devleti’nin (1097) ilk başkenti İznik’in 1.Haçlı Ordusu tarafından işgal edildiğini, vaat ettikleri halde Arap ve Acemlerin güçlü haçlı ordusuna karşı Selçuklularla birlikte savaşmadıklarını, orta çağ Avrupa krallıkları askerleri, şövalye ve gönüllülerden oluşturulan büyük Haçlı ordusunun Kudüs’e girerek Müslümanları ve onlarla birlikte yaşayan Yahudileri de kılıçtan geçirerek Kudüs şehrini yağmaladıklarını (1099), 88 yıl sonra Selahaddin Eyyubi’nin üç ilahî dinin merkezi sayılan Kudüs’ü geri kurtardığını (1187) söyledi. Kudüs’ün Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim Han tarafından 1517 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katıldığını, 1. Cihan Harbi sürerken 1917 yılında İngilizler tarafından ağır kuşatma sonrasında teslim alındığını, yani 400 sene sonra elden çıktığını belirtti. En geniş toprakların 19 milyon km2 ulaşan Osmanlı Devleti’nin de (3.Murat Dönemi sonra 1595) Selçuklular gibi tek başına Türk İslam davasına hizmet ettiğini, ilimi, bilimi, sanatı, adaleti, yaymaya çalıştığını, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Konstantinopolis’i (Costantinipolis) fethederek Doğu Roma’nın Bizans kalıntısına son verildiğini, bakımsız halde olan Ayasofya’yı imar ettirerek cami olarak ibadethane olmasını devam ettirdiğini, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’la birlikte büyük sefer ve fetihlerin devam ettiğini, nevar ki; sonraki asırda duraklama- gerileme- yıkılış dönemlerinde girildiği, Lale Devri(1718-1730), Patrona Halil isyanı, Islahat Hareketleri ve Tanzimat Dönemi derken verilen tavizler, Balkanlardaki ayaklanmalar, Rusya ve Avrupalı Devletlerin desteğiyle bir bir bağımsızlıklarını ilan etmeleri, toprak kayıpları, 93 Harbi (Rumi 1293, Osmanlı-Rus Savaşı) mağlubiyetiyle Balkanların kuzeyi ve Karadeniz’in Kuzeyinde geniş toprakların kaybedilmesi, borçlara karşılık Kıbrıs’ın İngiltere’ye verilmesi (1878), Meşrutiyet’in ilanıyla gayri Müslimlerin geniş imtiyazlar elde etmeleri, verilen tavizlerle Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecinin hızlanması, 31 Mart Ayaklanması (Rumî 31 Mart 1325 Miladi 13 Nisan 1909); sırasıyla Kuzey Afrika topraklarının elden çıkması (Cezayir ve Tunus’un Fransızlar, Libya’nın İtalyanlarca işgâli), Ege Adalarının yine İtalyanlarca işgal edilmesi (1912), Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Cihan Harbi (1914-1918), Orta Doğu ve Kafkasların elden çıkması, azınlıkları silahlandırıp ayaklandıran İngiltere, Rusya, Fransa, İtalya devletlerinin Anadoluda işgâllere başlamaları, Mondros Ateşkes Antlaşması (1918) ve Sevr Anlaşması (1920), İstabul’un İşgali (1918 ve 1920), Osmanlı Devleti’nin fiilen bitmesi, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında kenetlenen vatanperverlerin Kurtuluş Mücadelesi için Erzurum ve Sivas Kongrelerini düzenlemeleri ve kararlar almaları, Heyet-î Temsiliye’nin Ankara’da çalışmalara başlayarak 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması; silahları elinden alınarak dağıtılan Osmanlı Ordusu’nun yerine TBMM tarafından Kuva-yı Milliye ve gönüllü eski zabitlerden kurulan yeni Türk Ordusu’nun 1.İnönü, 2.İnönü zaferleri (1921), Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılması (13 Eylül 1921), 26-30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve zaferi; sırasıyla İzmir, Bursa, Bilecik ile Trakya’nın Yunan işgâlinden kurtuluşu, yeni Türk Devleti’nin ulus devletlerce tanınması; savaşlardan sonra iktisadî, eğitim, sağlık, ülke yönetimi ve sosyal hayatta yenileşmenin başlangıcı, İzmir İktisat Kongresi’nin yapılması (Mart 1923), yeni ve genç Türkiye Devleti’nin yönetim şeklinin Cumhuriyet olarak belirlenmesi (29 Ekim 1923), eğitimde, tarımda, sanayide olumlu gelişmeler üzerine Türkiye Cumhuriyeti’nin önünü kesmek için emperyalist ülkelerin dahilî ve haricî bedhahları nasıl kullandıkları, bunun neticesinde çıkartılan1925- 1937 yılları arasındaki ayaklanmalara karşı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk Milletinin verdiği mücadele, çok partili dönemle birlikte iyi sayılabilecek gelişmelerin yanı sıra kısır siyasi çekişmelerin de başlaması, 27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül-28 Şubat gibi dönem dönem yaşanan darbelerin ve 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye Cumhuriyet’i Devletimize ve Türk Milletimize büyük zararlar verdiği, ülkeyi geriye götürdüğü, özet olarak dinleyicilere aktarıldı.
Kurum Müdür Vekilimiz Halit BUZLUK; “Tarihin hâlâ tekerrür etmemesi için, Müslüman Türk Milletimiz için, Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz için, istiklâl ve istikbâlimiz için bir olmamız, iri olmamız, diri olmamız, çok çalışmamız; millî ve manevi değerlerimize sahip çıkmamız, devletimizin ve milletimizin temel değerlerini tartışmaya açarak zarar vermememiz, hak ve sorumluluklarımızı iyi bilmemiz; dahilî ve haricî bedhâhların oyunlarına gelmememiz gerekir. 4.yılında 15 Temmuz darbe girişimini kınıyor; Ömer HALİSDEMİR ve tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. Allah Türkiye Cumhuriyeti Devletimize, Kahraman Türk Miletimize, şanlı Türk Ordumuza, insanî Türk Polisimize, her zaman olduğu gibi bulaşıcı virüs pandemi döneminde de fedakârca çalışan Ceza İnfaz Kurumlarımızdaki tüm personelimize Allah zevâl vermesin. Hükümlülerimizin de bundan sonra; ıslah olarak kendisine, ailesine, topluma, devletimize, milletimize faydalı olmasını diliyor, hepinizin 15 Temmuz Millî Birlik ve Demokrasi Gününü kutluyorum.” dedi.
Programın son bölümünde TRT ve Anadolu Ajansı ortak yapımı olan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” belgesel filmi personel ve hükümlüler tarafından birlikte izlendi. Program boyunca Covit-19 sebebiyle sosyal mesafe kuralları uygulanmıştır.